Günlük Hayat, Tüm Yazılar

Derin nefes aldık da n’oldu

Nefes almayı her ne kadar otonom bir fonksiyon olarak değerlendirsek de atalarımız solunuma anlam yükleyerek nefes alma eylemini “yaşam gücü” ve “ruh” olarak tanımlamışlardır. Nefes almak, onlar için hayattaki görünmez ama gerekli bir kuvvettir. Nefes alıyorsak hayattayızdır.

Günümüzde, nefes kontrolü ve manipülasyonunun sinir sistemimiz üzerindeki etkilerini inceleyen birçok makale mevcut. Ancak çok basit bir sorunun cevabı geçtiğimiz günlerde bulunda: Derin derin nefes alıp vermek nasıl oluyor da sakinleşmemizi sağlıyor?

Stanford’dan bir ekibin yaptığı ve Science dergisinde yayımlanan bir araştırma konuya aydınlık getirdi. Fareler üzerinde yapılan deneylerde, “solunum düzenleyici” olarak adlandırılan bir nöron grubu hedef alındı. Bu grup üç bin nörondan oluşan, hayvanların beyin saplarında bulunan ve solunumu kontrol eden karmaşık bir yapı. Bu karmaşık yapının içinde altmış beş çeşit nöron tespit eden bilim insanları, bazı nöron gruplarını açıp kapatarak kontrol edebildiler. Örneğin, geçen yıl yapılan bir araştırmada, bilim insanları böyle bir grubu hedefleyerek farelerin iç çekmelerini durdurmayı başardılar.

Bu yeni araştırmada, Stanford ekibi farelerin davranışlarında çok ufak bir değişime sebep olan başka bir kümeyi devre dışı bırakarak fareleri alışık olmadıkları bir alana koydular. Normalde, endişeli ve kuşkulu hareketler sergilemesi ve etrafı çok fazla koklaması gereken fareler, bunun tam tersi bir şekilde kendilerini sakinleştirdiler. NY Times’ın haberine göre, “Söz konusu nöronların, beynin uyarıcı fonksiyonlarında görev alan bir bölümüyle direkt olarak biyolojik bir bağlantısı olduğu ortaya çıktı. Bu alan, beyindeki diğer birçok bölüme sinyaller gönderiyor. Bu bölümler bir arada çalışarak uyanmamızı ve tetikte olmamızı sağlıyor ve bazen de kaygılanmamıza veya çıldırmamıza neden oluyorlar.”

Uyarıldığımızda verdiğimiz tepkileri ortadan kaldırmanın yolu, beynin ilgili bölümlerini “kapatmaktır”. Meditasyon çeşitlerinin yaptığı da budur aslında. Hatta, bu yolla acı hissi bile ortadan kaldırılabilir ki bu çok tehlikelidir çünkü acı, beladan uzak durmamızı sağlayan bir mekanizmadır. Acı hissetmeyen insanlar, farkında olmadan ölümcül sakatlıklar geçirebilirler.

Nefes, birçok meditasyon çeşidinin temelidir. Sinir sistemimizi yatıştırmasının yanı sıra nefes almak, dikkatimizi toplamamızı sağlar. Bu da hayal gücü ve bulunduğumuz an arasında, bilişsel ve duygusal bir alan yaratmamıza yardımcı olan stabil bir odak noktası sunar.

Birçok hayvan gibi fareler de yönlerini koklayarak bulur. Fareleri tetikleyen sinyaller daha fazla tetikleyici sinyale neden olur. Endişe duyusunu kaybeden fareler ise sakin kalabilir. Belli şartlar altında bu durum ölümcül olsa da gereksiz endişeye sebep olan durumların yaşanmasını önler. Mesela, obsesif kompulsif bozukluk yaşayanlar bu araştırmanın sonuçlarından faydalanabilirler.

Derin nefes aldık ne mi oldu? Bilim insanlarına göre derin nefes aldık ve nöronların beynin uyarıcı merkeziyle iletişim kurmasına engel olduk ve bu sayede sakinleştik. Ne zaman sinirlensek veya üzülsek verilen o “derin nefes al” nasihatlerinin artık bilimsel bir dayanağı var. Bu yöntemin gerçekten işe yaradığını bilmekle birlikte nöronları deaktive ederek anksiyete bozukluğu gibi sorunların tedavi edilebileceğini söylemek çok da yanlış olmaz. Zihnimizi, bizi sakinleştirmesi için eğitmek kolay değil ama böylesi bir tedavi gerçekten fark yaratabilir.


Kaynak:

http://bigthink.com/21st-century-spirituality/researchers-might-have-just-figured-out-why-deep-breaths-work

Etiketler: Sağlık

Bunlar da ilginizi çekebilir