Gri soluklar alıp veren sokaklar birbirlerine çiçek gibi açıla açıla öyle bir desen çizerler ki oluşan gizemli Kadıköy haritasını herkes bilir, kimseler bilmez. Bu sokaklarda 2015 yılında art arda açılmaya başlayan ve bugün de aralarına yenileri eklenen küçük, şık, aynı anda mütevazı ve havalı pek çok kafe, sessiz sedasız bir ‘iyi kahve’ devrimi başlattı. Tesadüf olmamalı, aynı yılda Kadıköy ruhunun demirbaşlarından Altıkırkbeş Yayın, sessiz sedasız Kafeist Manifesto isimli bir kitap yayımladı.
Deniz Kurt’un Türkçeleştirdiği Kafeist Manifesto’nun yazarı Steven D. Ward, iflah olmaz bir iyi kahve avcısı, üreticisi, demleyicisi olarak hırçın, iddialı, iyi kahvenin herkes için kolay ulaşılabilir bir zevk olduğunu bağıran çok faydalı bir metne imza atmış. Önsözdeki şu cümle, Steven’ın tutkusunu özetlemeye yetiyor gibi: ‘’Her sabah içtiğiniz kahve, hayatınızda içtiğiniz son kahve olabilir; bu nedenle, elinizden gelenin en iyisini yapmalısınız.’’ Dünya çapında ses getirmeyi başarmış bu kitabın etkileri sanal ortamda yankılanmaya devam ediyor.
Kitabın ‘Kahve Teorisi’ adlı ilk bölümü, kahve sektöründen (yazarın deyişiyle kahve burjuvazisi) tüketiciye, bizlere yansıtılmayan bazı gerçekleri ortaya seriyor. Ward, kahvenin kısa tarihini aktarıp, kahvede kalite kavramını, doğru bilinen yanlışlar ve iyi kahvenin püf noktalarıyla açıyor. Ardından kafelerin, zincir kafelerin kahveyle ve tüketiciyle olan kamufle edilmiş ve açık ilişkilerini çözümlüyor.
İkinci bölüm kahve demleme yöntemlerine ayrılmış: Soğuk demlemeden French Press’e, bildiğimiz filtre kahve makinelerinin verimli kullanılmasından, damlama yöntemine pek çok yöntemde basit, anlaşılır ve çok faydalı bilgiler sıralanıyor.
Üçüncü bölüm, işin özüne inip Espresso’dan bahsediyor. Espresso nedir, ne değildir (öncelikle Expresso değildir), evde espresso yapabilir miyiz? Bunun için hesaplı seçenekler var mı? Espresso temelli diğer içecekler ve daha fazla ayrıntı bu bölümde yer alıyor.
‘Kahve Dükkânları’ isimli bölüm, bir kahveseverin kahveci seçerken dikkat etmesi gereken bütün noktaları özetliyor. İyi bir dükkânı kötüsünden nasıl ayırt etmeli, kazıklanmaktan nasıl korunuruz, kahve menüsü nasıl deşifre edilir gibi sorulara aldığımız yanıtlarla bu bölümü okuduktan sonra iyi kahvenin kokusunu çok uzaklardan alabiliriz.
Kafeist Manifesto’nun son bölümü, temel bilgilerden fazlasını isteyenler için: Kahve ve politika, kahve ve ekonomi, adil ticaret, organik üretim, kahvenin küresel dolaşımına ilişkin kısa ve çarpıcı bilgiler.
Manifestonun özü aslında hiç karmaşık değil: İyi kahve seçmek ve yapmak incelikli bir iştir, bir tür bilim ya da sanattır ama bunu başarmak kesinlikle zor değildir. Yalnızca biraz emek ve özen ister.
Araştırmaktan, denemekten, en iyinin peşinde koşmaktan hiç vazgeçmeyen, üstüne üstlük bir kahve otoritesi olma derdi taşımadan samimiyetle yaşam kalitemizi yükseltme çabası gösteren Steven D. Ward’un Kafeist Manifesto’su, kafein almak yerine hakkını vererek iyi ve lezzetli kahve içmek isteyen herkese yeni ufuklar açacak kadar dopdolu.
Kafeist Manifesto – Steven D. Ward – Altıkırkbeş Yayın